1 Aralık 2012 Cumartesi

sokaklar tekin değil...

yüzüme aşk dolu bakarken sen, canım acıyor,
bize bir kuytu köşe bile bırakmadılar,

sokaklar tekin değil...

yün eldiven tak ki izlerin bulaşmasın kente,
gel son kez sevişelim seninle,
kırık bir şemsiyenin sapı gibiyiz,
seninle...

yüzüme sevgi dolu bak,
içimde silahlar patlıyor,
içimdeki maktül kaldırımda yatarken...

sokaklar tekin değil...

hırpalanan biri var,bir muhalif bir dilsiz bir aşık,
olur olmaz yerlerde yanımda olan,
karşıma çıkan,
özledim...

güllere ceza veren yeni yetme yıldızları,
olur olmaz yerlerde gördüm,
yoruldum.

sokaklar tekin değil...

sevgi dolu canım acırken bakarsan yüzüme,
bırakmazlar yine bize boş bir köşe belki,
kim bilir çeviririz belki,
dünyayı tersine...

sokaklar tekin değil...

2 Haziran 2012 Cumartesi

zorlama

nereden bilirdim ki ben bu kadar zorluğu
sonsuzluğun için de ilk olduğunu
bazen bende zorlansam,bu kadar kolay kaçmam
en azından bir dene ne kaybedersin bir söyle


son bir kez...
bırak kendini bana,artık soru sorma
zorlama daha fazla






son bir kez ..
bırak kendini bana,artık zorlama..

yok gibi.

sonu yok gibi başında olsam da
dibi yok gibi yüzeyde kalsam da
içi yok gibi hep dışından baksam da sana
sanki yok gibi hep yanımda olsan da

zor belki bunu istemek kendimden
ama neden bilmiyorum,mecburum sanki
bu yüzden...

gidiş yok gibi geri dönsem de
ağlıyor gibi hep yüzüm gülse de

zor belki bunu istemek kendimden
ama neden bilmiyorum,mecburum sanki
bu yüzden...

gidiyorum bu yerden...

26 Nisan 2012 Perşembe

şarkı

tabi öyle her şarkı anlatmaz seni,bazıları hatırlatmaz bile,arada bir yerde ezberleyemediğim kelimeler vardır ve o yer geldiğinde aklıma aynı yer gelir ve dalarım,başka yerlere bakarım bu yüzden kendime itiraf edemediğim çok şey olur bu yüzden dinlemem,başka bir zaman ve mekana yolculuk olur içimde...


işte sen, o şarkıda unuttuğum sözler gibisin artık,bende bir hayalin eseri,unutulan kelimeler gibi,kayıp şehir ve derin sular gibi...


şarkı bittiğinde tekrar açıp dinliyorum,unutmayı becerebildiğim ve ezberlemekten korktuğum kelimelere ithafen ve biliyorum sen o şarkılardasın,dinlediğim zamanlarda gerçek değilsin..



20 Nisan 2012 Cuma

en çok beni severmiş o

son kez baktıktan sonra ıslak ela gözlerine


son kez dokunduktan sonra hep benim olacağını sandığım ellerine


son kez kokusunu içime çekerek ve koklayarak öptüğüm saçlarına


arkanı dönüp giderken dudaklarından,dökülsün


gözyaşları doldurmuş giderken boşluğu


en çok beni severmiş 'O'...


giden biri olduğu gün senden


sende yaşadığında benim yaşadıklarımı


hiç utanmadan söyle 


en çok beni severmiş 'O'


beni aramış gözleri de...

29 Mart 2012 Perşembe

sen beyazsın.

tüm yanlışlarım benden bağımsız gibi,onları sevmiyorum,benden çıkmalar ama bana ait değiller..ne yaptığımı bilmediğim zamanlarım oldu mu ? sanmıyorum..sanmak istedim ama sanmıyorum..


hatırlamıyorum çünkü,hatırlamak istemiyorum..


bu rezillikler neyin kefareti,neyi ödüyorum ben..bilmek istediğim şeyler uzaklaştıkça bitmek,erimek ve havaya karışmak,evet hepsinden biraz alıyorum üstüme,üşümek keyifli artık ve gün daha çok gri tonlarda..


bulutlara ise biraz hüzün taşıdıkları gerçeğine inandığım için,hala kırgın ve soğuğum,sevemedim..
sen ise bir bulut oldun,sensizliğimin başlangıcı oldun,şimdi doluyorsun buralara,yoğun yoğun ama gri değil beyaz..
gri bendim,beyaz sen ...


evi terk etmem iyi oldu bir bakıma,uzaklaşmak iyi geldi,eskişehiri seviyorum,üşüsemde,antibiyotiklere bağımlı yaşasam da huzurluyum,geçmişe dair izlerin kısıtlı olduğu bir yer burası,senle bir gün yaşadığım kadar anım var burada sana dair,onlar da mutlu ediyor beni eve dönerken tramvayda aklıma gelince,depreşmeni engelleyen ağrı kesici o anılar...


bu gece yine ayrı bir hoş geldin,güldüm,uyuyorum.


ruhumun içinde bir karakter yarattın sen,bunu romanlara,şarkılara dökmekten korktum,korkuyorum,romanları,şarkıları küçümsemekten değil,kendimi kurban etmekten...

16 Mart 2012 Cuma

bekler..

neden böyle rahatsın diye düşünmüyor değilim ? sanki hiç bir şey olmamış gibi sakin ve hala huzurlu...kaç yıl oldu bekler haldeyim,adı bekler değil artık,bekler gibi oldu,yakında üç nokta olacak...


bunca gün yokluğunda alıştım yalnızlığa ve çok şey kırıldı içimde papatyam..her akşam havai fişek gösterileri gibi aydınlattın karanlıklarımı ve sonra kırık bir şişenin el kesmesi gibi kestin o karanlıkta,kanadın,emdim ve tükürdüm..


senden çok şey istemiyorum,sadece çık git evimden,yatağımdan , herhangi bir tekel bayisinin yollarından,şişelerden ve şarkılardan..


ölmüş olsaydın bu kadar üşürmüydüm,yalnızlığında...
belkide en çok yalnızlık değil üşüten,bir yerde var olduğunu bilmek..


barış manço abimin dediği gibi ; gücüm kalmadı dayanmaya,ağlamak istiyorum,doya doya ve hıçkıra hıçkıra...

15 Mart 2012 Perşembe

ne zaman gitti tren ?

ne zaman gitti tren ? oysa ben istasyondaydım...büfenin orda,hani selpak satılan yer var ya,gözyaşları için satılandan,iyi gelir derler ya gidenin ardında kalanlara itafen,orada...


ne zaman gitti tren ? oysa benimde biletim vardı sana...mavi ve delikli...sana gelecektim,tıkır tıkır tren yol alacaktı,belki eskişehir de simit ayran alacaktım..yaşlı teyzenin valizine de yardım edecektim,az kalmıştı sana sabaha karşı sana gelecektim,ne zaman gitti tren ? 


üşüye üşüye oksijen koklayacaktım bilecik garında,daracık,titrek tuvaletlerden de raylara işeyecektim daha,ayağımı kaloriferin oraya uzatım tuna kiremitçi okuyacaktım ve cenk taner dinleyecektim oysa,ne zaman gitti tren ? ben hep geç kaldım...




gelirken siyah sırt çantamı ve içinde jelibonlarını getirecektim sana,salak şeyler derdin,ama çok mutlu olurdun aldığımızda,bazende kuru incir yerdik jelibonun lezzetine inat..ne zaman gitti ki tren? ben diz çöküp,umutsuz kalabildim...


düşünüyorum da ne çok bekledim ben seni,o kadar çok bekledim ki artık sana gelmeye karar verdim,karar verdim ama unuttuğum birşey var,
ben her koşulda,her yerde,her zaman sana geç kaldım...


ne zaman gitti ki tren?


ben hep sana bakmaktan içimdeki treni kaçırdım,oysa ben istasyondaydım...

25 Şubat 2012 Cumartesi

la telim..



Zaman her şeyi değiştirir. Bu bir sanrı. Başlayan biter mi? Bu da bir soru. Düz bir mantık, zamanın düz olduğuna inanıp düz yollarda gider. Benim hasadımsa anayoldan uzakta bulduğum anılar. Ki onlar da zamanın süzgecinden geçip çoğaldılar. Güzelleştiler. Zaman çoğalttı onları. Çokum şimdi, zenginim.


Tüm rezillikerim benden bağımsız gibi. Onlara inanamıyorum. Benden çıkmalar ama benden değiller. Ne yaptığımı bilmediğim zamanlar mı oldu? Sanmıyorum. Sanmak istedim ama sanmıyorum. Hatırlamıyorum çünkü istemiyorum. Onları reddediyorum. Bu rezillikler neyin kefareti? Bulmuştum, çünkü düşündüm. Bıraktım hepsini sonunda, çölde bir yerde zamanın rüzgarına. Yani kandırdım kendimi. Demek ki rüzgar bende esmeliymiş. Bu rezillikler neyin kefareti? Neyin kefaretini ödüyorum Allahım?





Sonra kelimeler ağırlaştı kafamda. Bazılarını bıraktım, onlar da gidip kalp kırmışlar. Kızamadım çünkü onlar benim havadar çocukları. Kelimeler benim kalp kırıklıklarım. Onları, ölmeye yatkın bir insan gibi sevdim. Çünkü tartamadım çünkü elleyemedim. Kelimeler benim içimden geçip de bir La notası olmak isteyen şeyler! Ama o şeyler ki bir 'La' notasından daha önemliler. ''LA''
_Ayrılıklardan ayrılamdım. Belki benim de hayatım kendi başınalıktan geçiyor! Billboard'daki yalnızlığım Salı Pazarı'na denk. Ne kadar yalnızsam o kadar yalnızım! Başka büyü yok. Çekilmeyen filmleri syretmekten bıktım. Sen gel, sen çek istedim. ''LA telimin güzeli'' Bana AS-LA deme. La Fontaine'le kardeşiz. Kurt ve Aşık olduğu kuzuyuz. ''Zarfın içindeki adam bendim, bunu da söyleyeyim.''

21 Şubat 2012 Salı

depreştin yine.

müziğin tınılarından başka bir şeyin olmadığı bir odadan yazıyorum sana bunları,dağınık kitapları saymazsak eğer..
çok hızlı geçmiyor mu zaman,dün gibiydi o güzel günler,eline hasret kalıp çıldırdığım anlar,bir kaç tabak yemek ve  sevdiğin meyveli pasta,jelibon,kuru incir ...


kola içmeme çok kızardın,ben ise sana inat içerdim..artık içemiyorum o kadar tatsız gelir oldu ki anlatamam sana..


jelibonda yemiyorum artık.


karargahtan yazıyorum sana bunları,yine depreştin sanırım.ben ise düşerken..


görmeyeli seni,duymayalı sesini yıl oldu,değişmişsindir, kansız olduğun günü öğrenmiştik,meyve almıştık ya 4 mevsim manavından şimdi yeni evin oraya da yakın ,ihmal etme sakın meyveni,yenik düşme sakın hastalıklarına...


fırında balık tarifini unutmadım hala bana verdiğin ve bana yaptığın benim sevmediğim erişteyide seviyorum artık..




söylemek istiyipte söyleyemediğim herşeyden fazla söyleyeceklerimi bilmeni istiyorum,öyle işte yine son noktadan sonra sessizliğe ve hayatımıza devam edicez,kendine hep iyi bak,sağlığından asla vazgeçme...

uzaktan okumadığın mektuplardan birine daha elveda









19 Şubat 2012 Pazar

bir kadavrayım hala ...

yağmur her yağdığında akardım yola
evim bu geçidin altında bakardım insanlara
geçip gider içimden rengarenk arabalar
ama herkes beni yok sayar,geçer gider,dönüp bakmaz


birgün ölür gidersem kaza kurşunuyla
beni vuran her kimse, çıkar bir kaç yıl sonra
oysa ben hiç kimseyim, hiç olmadım
bir hastane de kadavrayım hiç ölmedim


bir dünya varsa ben orda yoksam
ben nerdeyim ? 


bende çok sevdim, benim de var kalbim
vurun beni,kesin beni,çözün beni


gerçekten...


bir kadavrayım hala,hiç ölmedim..

4 Şubat 2012 Cumartesi

yarasalar...

yarasalar uçuyor içimde,bunu sen yapıyorsun.
şarkılarla sevinemedim daha,yamacına yatıp birlikte dinleyesim var o şarkıları akşamüstü hava batmaya yakın ama hala maviyken.


sıkıntı basıyor içimi,ağaç dikmeye gitsem geçer mi ? topluma faydalı işler yapsam peki?


okuyorum,dersler,kitaplar içinde güzel bir meslek için elimden geleni yapıyorum,yapmaya çalışıyorum,üzgünlük bilmeden günleri devirmeye çalışıyorum,sonra derin derin kahkaha atıyorum,sesini duyuyorum,nefes alamıyorum,içime yavaş yavaş çekiyorum havayı,bu sefer de havanın biteceğini hissettiriyorsun bana..


nasıl olurdu acaba yanında taşıdığın bir eşya olsaydım ? ve sana maruz kalsaydım sürekli,güzel olurdu bence...


ben daha çocuk hissediyorum kendimi,çizgi filmler izliyorum bu ara gerçeklerle yüzleşmeden uyuyup uyanmak için,zaman geçsin diye...


yapacak bir şey yok galiba artık,sana huzur diliyebilirim,sende bana dile...


yarasalar hala uçuyor içimde ...

12 Ocak 2012 Perşembe

tek oldum.

imkansız ve öldürdüğüm hayallerimle senin hala soğuk bakışlarına bir yolculuktu bu,olsun..


bu değil miydi zaten aşkı aşk yapan şey,ve rüzgarlarla savrulan hayaller yığını..


okuyorsan bunu mutlu olabilirsin,bu kadar kaybetmelere rağmen hala seni düşünen bir cisim var gezegende,her gün büyüyen bir ben varım..


özlemleri ya da aşkı anlatıp sana yalvaran kelimelerden de sıkıldım artık,sadece sana odaklanıp hissetmeleri hissetmek istiyor gibiyim.


varlığın ya da yokluğun beni mutlu ediyor gibi,alıştım bu moda ve zaman geçiyor,sen de mutlu musun?


buldun mu bende bulamadığın aşkı? ve öptün mü ? başka tenleri benim seni ne kadar istememe inat ve istememle doğru orantılı keyifler yaşadın mı? başkalarıyla...


başkalarıyla diyorum,belki tek kişidir benden sonra yaşadıkların,hayat arkadaşın...başkaları deyişimin sebebi onun 
bir bedeni ve kalbi vardır,o çoğuldur,ben seni tekil sevdim aşkım...


bir tek kalbimle bir oldum sana ve bir kez içten sevdim aşkım..


sen hiç bulutlardan düştün mü ? 


ben her gün düşüyorum kalbinin platolarına...

5 Ocak 2012 Perşembe

öyle.

hiç bir şeyin eskisi kadar eski,eskisi kadar soğuk ve eskisi kadar hafif olmadığı bir gezegende sana ithafen biriktirdiğim cümlelerim var benim.

ve her birinde senden biraz daha uzaklaşan,daha mitoz kopmalarım mevcut,her kelime senle aramdaki yolların yol çizgisi olarak düşün,virgüllerim virajlarım ,noktalarım ise uçurumum...

görmedim seni hiç uzun zamandır otogarda,ayrılıklarda ve yollarda bunu da bil,artık şarkılar da kendimi arıyorum ben,hayallerimi değil,

bülent ortaçgilin  de dediği gibi *benim kağıt paramın birgün cebine girmesi* durumundaki romantizm den çok,dilencimisin sen ne yapacan benim paramı sen? diyorum sana,sen duygulara ve hislere dilenci olman dileği ile dinliyorum bunu,para seni çeker bunu biliyorum ben..

yok.

bitmedi mi senin karın ağrısı yeminlerin
ben olsam boş verirdim
sen olsan  her şeyi
görmedin mi ben de seni
ben olsam vazgeçerdim
sen olsan her şeyden


yok mu sende bendeki umutlardan
istediğin kadar inansan ne ye yarar
yok ki bende sende ki umutsuzluktan ve yalnızlıktan
dilediğin kadar kaç ne yazar


sen yine istersen
ya da boş ver
hep ben koşarım zaten
sen gelemiceksen..