10 Eylül 2011 Cumartesi

gitme kal.

evde yalnızlığımla dertleştiğim yine 24 saatlik ve 22 yıldır yaşadığım dilimin öğle saatlerinde odamdayım..alıştım artık,zamanda bana alıştı sanki..
salı,çarşamba yada perşembe hiç farketmiyor artık,sen olmayınca hepsi aynı gibi olacak..hayatta herşeyini kaybeden insana allah sabrı ve direnmeyi veriyormuş,belki vericek,belki unutucam,unutmaya devam edicem...ama mutsuzluğum kaybetmem değil seni inan,bu durumları sırasıyla yaşayacak olmam,inan...hiç istemez insan istediği birini yada birşeyini kaybetmeyi...annem hep der,kaybetmek ölümden kötüdür diye,ölünce mezarı bellidir,adresi ve ne yaptığı bellidir der..ama kayıpsa,kaybetmişsen eğer için içini yer der.ne yaptığını düşünürsün,mutlumu,yaşıyormu,sağlıklımı v.s...,sen birine dokunup,güvenirken o ne halde diye düşünürsün..gülerken aklına gelir arada,acaba şu an gülüyomu o da dersin...içinde,yanında olmadan bir parça kopar her unutmaya devam ettiğinde...
ayrı şehirlerde,ayrı insanlarla yaşam içinde içimdeki en büyük ukte oldun,boğazımdaki düğüm,yutkunsam gidicen,yutkunmasam ölecem...


herşeyin güzel olması için kaç zaman,gün,saat,dakika varsa,herşeyimle seninim,beklicem güzel kız..bu fedakarlığı kendim için yapıcam,
gözyaşlarım ve umutlarımla eğer gidecekse cennete lotus 'm ben gözyaşlarımı ve bekleyişlerimi helal ettim bile...

şu andan itibaren sadece iki kelime söyleyebilme hakkım kalmış olsaydı 'gitme kal' derdim..bunuda söyleyeyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder